Tatar Seferi ve Azak Yolu

0
17

Tatar askerlerinin seferi, büyük bir hazırlık ve disiplinle başladı. Askerler, sadaklarını, zırhlarını ve kübelerini tulumlar içinde topladı ve bu eşyaları atlarının kuyruklarına bağlayarak yola çıktılar. Bir saatte, sekiz defa atlarıyla yüz bin küheylân (güçlü atlar) geçerek, Ölü Don Nehri’ni aşıp, 21 saatlik bir yolculukla batıya doğru Heyhat Sahrası’na doğru ilerlediler. Tatarların hızı ve düzeni, bu uzun yolculuk boyunca dikkat çekti. Nihayetinde Borabay Menzili adlı bir mahalde konakladılar.

Azak Bölgesi ve Doğal Koşullar

Borabay Menzili, Azak Kalesi’nin batısında yer alıyordu. Bu bölgeye yakın olan Ölü Don Nehri’nin bir kolu da Azak Denizi’ne dökülüyordu. Bu büyük nehir, Moskof ülkesinin çeşitli dağlarından doğup üç ayrı koldan Azak Denizi’ne ulaşmaktadır. Ancak bu nehrin kenarındaki su, sazlıklar ve kamışlıklar nedeniyle lezzetsizdi Azak Kalesi’ne Yolculuk ve Küffârın Kaçışı.

Nehri çevreleyen bölgedeki halkın cilt rengi genellikle sarıdır. Bunun dışında, boğazlarında “kuşka” denilen et parçası, yani şişkinlik bulunur.

Tatar Askerlerinin Dinlenme Anları

Tatar askerleri, rüzgâr gibi hızlı bir şekilde bu bölgeye geldiler ve burada konakladılar. Çimenlerle kaplı, çiçekli bir alanda, çekinmeden çadırlarını kurdular ve sekiz kez yüz bin atlarını bu çimenliğe saldılar. Geceyi burada geçirip eğlenceli bir şekilde dinlendiler. Bu sırada, üç yüz at kesilerek yendi.

Bu, benim ilk defa at eti yememdi ve aynı zamanda Tatar askerleriyle birlikte sefere çıkmamın anısıydı. Tatar Han’a bağlıydık, ancak ben Mansurlu kabilesine mensup Kaya Bey’in ordusuyla da at sürer, seferlere katılırdım. Atlarımız oldukça güçlü ve ünlüydü.

Mansurlu Kabilesi ve Atları

Mansurlu kabilesi, Kırım yarımadasının sahiplerinden biridir. Bu kabilelerin yurtları, Gözleve Kalesi civarındaki Mankıt illeridir. Bu bölge, semiz ve sağlıklı atlarıyla tanınır. Mansurlu atlarının etleri, ceylan etine benzeyen bir lezzete sahiptir. Bu atların etleri, sindirimi kolay ve oldukça besleyicidir istanbul private tours.

Sabah Olup Yola Çıkış

Ertesi sabah güneş doğduğunda, ordu kolları, köslerinin sesini duyurarak kalkmaya başladılar. Tatar askerleri, sadaklarını kuşanıp zırhlarını giyerek atlarına bindiler ve 9 saat süren bir yolculuğa çıktılar. Yolculukları, Süt Nehri kenarındaki yeni bir menzile doğru devam etti.

Süt Nehri ve Zorluklar

Süt Nehri, Moskof ülkesinin batısında yer alan Gürleviçse adlı büyük şehirden doğmaktadır ve Azak Denizi’ne doğru akar. Nehrin adı, renginin beyaz ve süt gibi olmasından gelir. Ancak, nehir boyunca seyahat etmek oldukça zordur çünkü bölge çatak, bataklık ve sazlıklarla kaplıdır. Bu yüzden, yüz kadar at ve elli esir nehirde boğulmuştur. Ayrıca, bu nehirdeki su, genellikle boğazda şişliklere yol açar ve içenler için zararlı olabilir.

Nehrin iki tarafında, bakımlı ve sağlam 70 kale bulunmaktadır. Fakat bu kaleler, Tatarların korkusundan dolayı savunmasızdır ve genellikle işe yaramaz durumdadır.

Bu sefer, Tatar askerlerinin zorlu yolculukları ve karşılaştıkları doğal engeller, bölgenin sert koşullarını ve askeri disiplinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Tatarların ilerleyişi, sadece askeri güçleriyle değil, aynı zamanda çevre koşullarını aşma kabiliyetleriyle de dikkat çekmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz