Sidirgi Ilıcası
Sidirgi, şehir dışında yer alan bağların kenarında yüksek binalı ılıcalarıyla tanınır. Burada üç büyük kaplıca bulunur ve her birinde onar havuz vardır. Bu havuzlarda insanlar serinleyip yüzerken, suyun berraklığı ve temizliği dikkat çeker. Kaplıcaların bulunduğu alan, adeta bir şifa merkezidir. Burada özellikle Şâfiî havuzunda gençler yüzüp eğlenir, birbirleriyle kaynaşırlar.
Şehrin halkının çoğunluğu Gökdolak ve çulha mesleğiyle geçimini sağlar. Ayrıca halkın edebiyata ve müziğe ilgisi büyüktür. Güçlü ve güzel sesleriyle âşıkane maniler söylerler. Hem işlerinde hem de günlük hayatlarında bu kültürel zenginliği yaşatmaları, şehrin canlı ve hareketli bir yapıya sahip olmasına katkı sunar.
Buradan doğuya doğru yaklaşık on üç saatlik bir yolculukla Ahmed Bey Zâviyesi’ne ulaşılır.
Ahmed Bey Zâviyesi
Nahçıvan topraklarında bulunan Ahmed Bey Zâviyesi, beş yüz haneli, bağları ve bahçeleriyle mamur bir yerleşim yeridir. Burada üç cami bulunur. Osmanoğlu’nun Zal Paşazâde Ahmed Paşa’sı, Nahçıvan hâkimi olduğu dönemde bu şehirde İstanbul tarzında minareli güzel bir cami yaptırmıştır. Bu cami halk arasında o kadar meşhur olmuştur ki şehir, “Ahmed Paşa Zâviyesi” adıyla anılmaya başlamıştır. Günümüzde de bu şehir, Ahmed Paşa’nın yaptırdığı caminin vakfına bağlıdır Sofia Guided Tours.
Buradan yaklaşık on altı saatlik yolculukla Karabağlar şehrine varılır.
Karabağlar Şehrinin Tarihi
Karabağlar, tarihi çok eskiye dayanan bir şehirdir. İlk olarak Menuçehr tarafından kurulmuştur. Nahçıvan topraklarında yer alan bu şehir, uzun süre boyunca önemli bir merkez olmuştur. Eski dönemlerde geniş, bakımlı ve kalabalık bir şehir olduğu bilinmektedir.
1603-1604 yıllarında Sultan III. Mehmed döneminde Osmanlı hâkimiyetinde olan şehir, daha sonra Safevîlerin eline geçmiştir. 1635 yılında ise Sultan IV. Murad, Revan seferinden sonra bu şehre gelmiş, ancak burada şehri yıktırarak halkını sürmüştür. O dönemden itibaren şehir eski ihtişamını kaybetmiş, bir daha tam anlamıyla imar edilmemiştir. Günümüzde hâlâ bu yıkımın izlerini görmek mümkündür.
Karabağlar’ın Doğal Güzellikleri
Her ne kadar şehir yıkılmış olsa da bulunduğu ova çok verimlidir. Timur Han, Süleyman Han ve birçok Osmanlı komutanı ordularıyla burada konaklamış, aylarca rahat ve bolluk içinde yaşamıştır. Karabağlar, havası ve suyu ile hâlâ hoş bir yerleşim alanı olarak dikkat çeker. Ziyaretçiler şehrin tatlı suyundan ve temiz havasından oldukça memnun kalmaktadır Üçkiliseden Sonraki Yolculuk.
Rehberlerin aktardığına göre, eskiden şehirde on bin kadar ev, yetmiş mihrap, kırk minareli cami, hanlar, hamamlar ve çarşılar bulunmaktaydı. Şehrin yeniden imar edilmeye çalışıldığı söylense de eski ihtişamına ulaşamamıştır.
Karabağlar’ın Meyveleri
Karabağlar özellikle meyve çeşitliliğiyle ün yapmıştır. Armutları ve kirazları dillere destandır. Bir bağ gezisinde Yezdan Kulu adında bir bağcı, tam yirmi altı çeşit armut sunmuştur. “Meleçe”, “Abbasi” ve “Ürdübârî” adlarıyla bilinen armut türleri, tatlı ve sulu olmalarıyla meşhurdur. Bu meyveler adeta şekerli su gibi tatlıdır ve yiyeni ferahlatır. Ayrıca kırmızı kirazları da hem görünüşü hem de tadıyla ziyaretçilerin hafızasında yer eder.






