Azak Kalesi Kuşatmasında Zorluklar ve Çatışmalar

0
73

Kış Şartlarının Zorluğu

Kış, Azak Denizi’ni iki kulaç kalınlığında dondurmuştu. Bu durum beş ay boyunca yolları ve geçitleri kapatmıştı. Kasım ayından sonra, İslâm ordusunun durumunun nasıl olacağı, nerede kışlayacakları ve yüz bin kadar asker için güvenli bir yer bulmanın imkansızlığı üzerine tartışmalar başladı. Kışın gelmesiyle birlikte yardım ve erzak gelmesi de imkansız hale gelmişti. Bu şartlar altında İslâm ordusu büyük bir kıtlık ve yokluk tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Karar Alma Süreci

Bu zor durumda, halk arasında farklı görüşler dile getirilmeye başlandı. Koca Ken’an Paşa ve Tersane Kethüdası Piyâle Ağa, toplantıda, “Hemen duyurular yapılmalı ve sabah yürüyüşe geçilmelidir Azak Kalesi Kuşatmasında Zorluklar ve Hileler. İlk defa sipahilik ve ganimet malları isteyenler gelsin” dediler. Yedi koldan yedi bin adam serdengeçti ve diğer Müslüman gazilerden de destek toplandı. Herkesin aklında aynı düşünce vardı: “Görelim âyîne-i devrân ne sûret gösterir.”

Toplantının sonunda Fâtiha okundu ve gaziler arasında bir sevinç ve coşku oluştu. Cebehane-i âmireden birçok savaş malzemesi dağıtıldı. 7.000 kılıç, 2.000 kalkan, 5.000 yay ve 40.000 ok gibi çeşitli savaş gereçleri, İslâm askerlerine dağıtıldı.

Savaş Hazırlıkları

Belirlenen günde, sabah saatlerinde yedi koldan top ve tüfekler ateşlendi. “Allah Allah!” sesleri gökyüzünü inletti. Top ve tüfeklerin siyah dumanı ve askerlerin ayaklarından yükselen toz bulutları ortalığı kapkaranlık hale getirdi. Bu esnada Cenâb-ı Bârı, Müslümanlara yardımcı olmak için güzel bir rüzgar çıkardı ve tozları dağıttı. Düşmanla yüz yüze gelen Müslüman gaziler, kale içine kadar düşmanları kovalayıp kırarak, Resûlullah’ın sancağını burçların üzerine diktiler. Ezan sesleri yükselmeye başladı ve top ve tüfek sesi kesildi Golfing Istanbul .

Şiddetli Çatışmalar

Müslüman gazilerin elinde ateş saçan kılıçlar kalmıştı. 7,5 saat süren çatışmada, düşman üzerine öyle kılıçlar savurdular ki, aç kurtun koyunu parçalaması gibi bir durum ortaya çıktı. Gaziler, kanlar içinde kalmıştı. Düşmanla yapılan savaş, öyle bir hale geldi ki Müslüman ve kâfir arasında ayrım yapmak zorlaştı. Her iki taraf da açlık ve susuzluk nedeniyle bitkin düşmüştü.

Savaşın şiddeti karşısında, gaziler hem cesaretlerini korumak hem de dayanışma içinde kalmak zorundaydılar. Ancak, açlık ve yokluk, ordu içinde büyük bir yorgunluk yaratıyordu. Bu zorlu koşullarda, azimle savaşa devam eden gazilerin geleceği belirsizdi, ama inançları ve kararlılıkları onları mücadele etmeye zorluyordu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz